-Babacım,
karanlıkta yazı yazabilir misin?
-Sanırım. Ne yazmamı istersin?
-Karneme adını yazıp imza atar mısın!
Küçük kız
okuldan gelir ve annesine:
-Annecim, bugün okulda yapmadığım bir şey yüzünden cezalandırıldım
Annesi haykırır:
-Ama,bu nasıl olur, Okula gelip öğretmeninle bu konu hakkında konuşmalıyım.. bu
arada, senin yapmadığın şey neydi?
Küçük kız cevaplar:
-Ev ödevim
Küçük
çocuk okulun ilk günü sonunda eve döner.
Annesi sorar,
-Bugün ne öğrendiniz?
Çocuk cevaplar,
-Yeterli değil, yarın tekrar gitmem gerek
Oymak beyi,
izci adaylarını karşısına toplamış, onlara izciliğin ilkelerini anlatmaya
çalışıyordu:
-Bakın çocuklar, dedi. Bir izci, her gün, hiç olmazsa bir kez birine yardımcı
olmalıdır. Hastalara...Yaşlılara...Muhtaçlara... Her sabah okula geldiğiniz zaman
size bir gün önce nasıl bir iyilik yaptığınızı soracağım. Tamam mı?
Ertesi sabah oymak beyi çocukları toplayıp sordu :
-Söyleyin bakalım... Dün ne gibi bir iyilik yaptınız?
Bütün çocuklar, hep bir ağızdan :
-Yaşlı bir kadının karşıdan karşıya geçmesine yardım
ettik efendim.
Adamcağız şaşırdı :
-Hepiniz mi?
-Evet efendim, hepimiz birden.
-Neden?
Çocuklardan biri cevap verdi :
-Kadın karşıdan karşıya geçmek istemiyordu, ondan
efendim!
Hayat bilgisi dersinde öğretmen sordu:
- Balıklar neden konuşmaz?
Funda parmak kadırdı:
- Öğretmenim, siz de başınızı suya soksanız konuşamazsınız.
Küçük Aylin'e teyzesi bir milyon lira vermişti. Küçük
kız bir şey demeden parayı cebine attı. Bunun üzerine annesi söze karıştı.
-Aylin, teyzene ne demen lazım?
Aylin cevap vermedi. Anne bunun üzerine yardım etmek istedi.
-Baban bana para verdiği zaman ben ne diyorum?
Birden gözleri parlayan Aylin:
-Hepsi bu kadar mı? diye atıldı.
Birinci sınıf öğretmeni öğrencilerden birine sordu:
-Bu harfin adı ne?
Üzülerek karşılık verdi çocuk:
-Harfi tanıyorum ama, adı bir türlü aklıma gelmiyor...
Öğretmen, iki öğrencisine kızar ve ellişer kez adlarını
yazmalarını söyler. Öğrencilerden biri bu karara itiraz eder:
-Öğretmenim, bu haksızlık olur.
-Neden haksızlık olurmuş?
-Onun adı Ali, benimki ise Abdurrahman
Birinci sınıfa başlayan çocuklara öğretmen, babalarının
mesleklerini soruyordu:
-Söyle bakalım Tuna, baban ne iş yapıyor?
Tuna:
-Otobüsleri kaldırıyor efendim, dedi.
Bir sıra önde oturan bir çocuk yanındaki arkadaşına yavaşça sordu:
-Pek iyi anlayamadım, neymiş babası?
Arkadaşı büyük bir saflıkla cevap verdi:
-Vinçmiş, vinç!
Küçük Ayhan'la Mine konuşuyorlardı:
-Nehirler nereye dökülür?
-Denize, tabii.
-Hepsi mi?
-Evet.
-Öyleyse deniz neden taşmıyor?
-Tabii taşmaz. Denizin dibi sünger dolu. Suyu onlar çekiyor
Çocuk;
- Nine, senin gözlüklerin herşeyi büyütüyormuş, doğru
mu nine?
- Evet yavrum, Neden sordun?
- Ne olursun nineciğim, tabağıma tatlı koyarken gözlüğünü çıkar olur mu?
Öğretmeni Kemal'in ödevlerine bakıyormuş.
-Kemal bu yazı babanın kaleminden çıkmış olmasın?
Kemal:
-Evet öğretmenim, çünkü yazarken babamın kalemini kullandım.
Sınıfta öğretmen uyuklayan öğrencisine sormuş,
"Roma'yı kim yaktı oğlum?"
Çocuk "Hocam ben yakmadım diye ağlamaya başlamış. Öğretmen sinirlenip
sınıftan hızla çıkmış.
Karşısına edebiyat öğretmeni çıkmış:"Ne oldu Hocam neye sinirlendin
demiş."
"Bir çocuğa Roma'yı kim yaktı dedim, ben yakmadım diye ağlamaya
başladı."
Edebiyat Öğretmeni: "Boş ver hocam bunlar yaparlar yaparlar
yapmadım derler."
Öğretmen iyice sinirlenmiş.Bu sefer karşısında Müdürü bulmuş. Hocam ne
oldu."
Hiç sorma hocam sınıfta çocuğun birine sordum Roma'yı kim yaktı diye, çocuk ben
yakmadım diye başladı ağlamaya"
"Tamam hocam niye sinirleniyorsun ben şimdi bir kağıt yazıp kimin yaktığını
bulurum zararı da tahsil ettiririm."
Yaramaz Bora, yine sınıfa zil çaldıktan sonra girmişti. Bu
durum, öğretmenin canına tak etmiş
-Bora! Yine mi geç kaldın? Öf ! Bıktım bu yaramaz çocuktan.
-Ben geç kalmadım ki, öğretmenim. Zil ben gelmeden önce çalmış.